İran’ın feminist sürgünleri

Evrim Kepenek 03 Ekim 2022 Türkçe
Facebook Twitter Google

Fotoğraflar: Evrim Kepenek/bianet

Füruğ Ferruhzad, İranlı bir şair, yazar, oyuncu, yönetmen ve ressam…

Kadın erkek eşitsizliğine dikkat çektiği, İran’daki toplumsal çelişkileri gözler önüne seren şiirleri ile İran denilince akla gelen ilk isimlerden.

Füruğ, Farsça’da “Işık” anlamına geliyor.

Bugün İran’da, “tesettür kuralları”na uygun örtünmediği gerekçesiyle “ahlak polisleri”nce öldürülen Jîna Mahsa Amini için dünyanın her yerinde sokaklara çıkan kadınlar “Füruğ”u hatırlıyor, hatırlatıyor.

“Dünya sesimize ses oldu”

İstanbul Kadıköy’deki 2 Ekim Pazar günü gerçekleşen eylemde Türkiye Kadın Hareketi’nden kadınlar çoğunlukta ama asıl özne olan ve asıl büyük kesim çoluk çocuklarıyla alana gelen İran toplumu.

“İran’da İslam rejimi değil cumhuriyet istiyoruz” sloganını, marşlarını öyle coşkuyla söylüyorlar ki onlarca kişinin içinden beliriyor bir “ışık”,  “Fürüğ’dan Mahsa’ya saçlarımızı rüzgârda taramak için isyan” yazılı döviz…

İranlı grupların arasına karışıp, taleplerini, görüşlerini, ideallerini dinliyorum…

İlk kez bu eylemde duyuyorum, “feminist sürgün”leri…İranlı kadınların hemen hepsi kendisini “feminist sürgün” olarak tanımlıyor.

En büyük hayalleri de eşit yaşamak istedikleri, öldürülmek istemedikleri için terk etmek zorunda kaldıkları doğup büyüdüğü topraklara geri dönebilmek…

“Biz sadece özgürlük istiyoruz”

Onlardan biri Yelda*:

“Bütün dünya sesimizi duydu, sesimize sesle cevap verdi. Bu bizi mutlu ediyor. Herkes tüm dünya İran’da olanları görüyor. Bu bizim şimdiye kadar yapamadığımız bir şeydi. Koşullar düzeldiğinde İran’a gitmek istiyorum…”

Başka bir kadın Enise:

“Çok bir şey istemiyoruz, dünyadaki kadınlar nasıl yaşıyorsa öyle yaşamak istiyoruz. Ben Türkiye’yi çok seviyorum. Türkiye’deki kadınlar gibi İran’da da kadınlar yaşayabilir. Bizim İran’da kadın gibi yaşamımıza izin vermiyorlar.”

Bir başkası Deniz*:

“Kendimle gurur duyuyorum. Herkes fark etti ki biz özgürlük istiyoruz başka bir şey istemiyoruz. Protestolar bana güç ve umut veriyor.

“Dünyadaki tepkileri güçlü buluyorum. Artık rejim de halk da kendi bulunduğu noktadan bir adım geri atmaz. Bu nedenle dünyadan daha fazla destek olması lazım. Biz kazanacağız.

“Türkiye halkına da çok teşekkür ederiz. Burası da İslami bir ülke var. Burada kadınlar istediği gibi gezebiliyor. Biz de İran’da böyle yaşamak istiyoruz…”

Kadınların yanından ayrılırken, polisten İranlı gruplara, “Dağılın eyleminizi yaptınız” uyarısını duyuyorum.

İranlı kadınlar ve erkekler, özgürlük marşları söylüyorlar…Türkiye’de ve dünyanın her yerinde….

Gökyüzünden bir yerlerden  “ışık” sızıyor…