İnsan Hakları Komiseri: LGBTİ’leri savunarak herkesin eşit insan onurunu savunuyoruz

Ağustos 2021 Türkçe
Facebook Twitter Google

Fotoğraf: OSCE

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatović, World Pride (Dünya Onur Yürüyüşü) öncesinde bir insan hakları görüşü yayınladı.

Kaos GL’den Yıldız Tar’ın haberine göre, Komiserin “Onur vs Onur Kırıcı Davranışlar: Avrupa’da homofobi ve transfobinin siyasi manipülasyonu” başlıklı görüş yazısında, kıta genelinde LGBTİ+ haklarına dönük baskılara dikkat çekiliyor.

Mijatović yazıda, “COVID-19 salgını, LGBTİ toplumu içinde çok sayıda kişinin savunmasız kaldığını, aile içi şiddete maruz kaldığını ve istihdam, barınma ve sağlık hizmetlerine yeterli erişimden yoksun olduğunu ortaya koydu” dedi.

Siyasetçilerin araçsallaşmış nefret söylemleri

Komiser, bazı politikacıların kendi siyasi çıkarlarına uygun gelecek şekilde toplumda halihazırda varolan önyargıları araçsallaştırdığını ve LGBTİ’lere sözlü olarak saldırdığını vurgulayarak şöyle devam etti:

“LGBTİ kişileri siyasi kazanç için hedef almak, etkilenenlerin yaşamlarına ve esenliklerine zarar veren ve genel olarak sosyal uyumu baltalayan maliyetli bir stratejidir. Kamu görevlileri ve seçilmiş politikacılar hoşgörüsüz bir siyasi söylem kullandıklarında, bu diğerlerine onların da cezasız kalarak nefret dolu eylemlerde bulunabileceklerinin sinyalini verir.”

Yazıda Türkiye de yer alıyor

Mijatović; Rusya, Polonya, Macaristan, Ermenistan, İtalya, İspanya, Birleşik Krallık ve Bulgaristan’dan örnekler verdiği yazısında, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini bir kez daha eleştirdi. Geçtiğimiz günlerde Türk yetkililere LGBTİ haklarına ilişkin mektup yazdığını hatırlatan Komiser şöyle dedi:

“Türkiye’de geçtiğimiz günlerde, politikacılar ve kanaat önderleri tarafından LGBTİ kişilerin giderek daha fazla damgalanmasından duyduğum rahatsızlığı dile getirdim.

“Türk makamları, “Türkiye’nin toplumsal ve ailevi değerleriyle bağdaşmayan eşcinselliğin normalleştirilmesine” direnme gereğini öne sürerek Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden (İstanbul Sözleşmesi) çekildi. Bu mesnetsiz iddia, LGBTİ’lerin daha fazla damgalanmasının önünü açmakta ve Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin kadın güvenliği ve hakları açısından ciddi sonuçları olacaktır.”