Bugün ilk gönüllü toplantımız var. Heyecanlıyız, o yüzden başka telefon görüşmeleri de yapıyorum. Sürekli sokaklarda olan hak savunucuları olarak zoom toplantılarına da pek alışamadık…”
ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması’ndan Özgür Gür telefonda Ankara’da kurdukları Üniversiteli Kuir ve LGBTİ+ Dayanışma Derneği’ni anlatıyor. Derneğin çalışmalarından biri üniversitelerde sözlü tarih çalışması yapmak.
“Dernekler Masası’na derneğin adını akademik yazılarla kabul ettirdik”
Derneğin 14 Şubat’ta resmi olarak kurulduğunu anlatan Gür, Dernekler Masası’na “kuir” adını kabul ettirmek için bir hayli uğraştıklarını hatta akademik yazılar sunduklarını söylüyor:
“İlk çıkış noktamız elbette üniversitelerdeki LGBTİ Hareketi güçlendirmek. Kapımız, üniversitelerin bir şekilde parçası olmuş, LGBTİ+fobiye ve nefrete karşı duran tüm öğrencilere, akademisyenlere, emekçilere açık.
“Biz de şaşırdık açıkçası dernekler masası onaylayınca ve hemen zaten yaptığımız çalışmaları yasal zemine de taşıdık. Dernek binamızı da tuttuk çalışmalara oradan devam edecektik ama pandemi süreci başladığı için derneği açmıyoruz.
“Medya projeleri, sözlü tarih projeleri… Aklınıza gelebilecek ve LGBTİ+ Hareketi güçlendirecek her türlü projeyi yapmak ve destekçisi olmak istiyoruz.
“Dernek Ankara’da kuruldu ama inanın Türkiye’nin farklı illerinden hatta LGBTİ+ örgütlenmelerin olmadığı üniversitelerden öğrenciler de başvuruyor. Şu ana kadar ilgi çok iyi. Bundan sonra da öyle devam etmesini umuyoruz.”
“Üniversitelerde ayrımcılıkla mücadele edelim”
Bugün derneğin gönüllüleri ile ilk kez online bir toplantı yapılacağını belirten Gür, son olarak şu çağrıyı yapıyor:
“Gelin hep beraber üniversitelerimizdeki ayrımcılıkla, şiddetle, nefretle mücadele edelim ve özgürce nefes alabileceğimiz güvenli alanlar kuralım.
“ÜniKuir olarak sizleri yaşanılan ayrımcılıkları raporlamak, akademik çalışmalar yürütmek, siyasete katılım ve lobicilik yapmak, medyada sesimizi duyurmak ve söz üretmek gibi çeşitli hedeflerimizde bize katılmaya ve birlikte, çeşitlendireceğimiz birçok alanda aktivizm yürütmeye çağırıyoruz…”
