Şule Çet davasında sanık avukatına hapis cezası

5 Ocak 2022 Türkçe, İngilizce
Facebook Twitter Google

Fotoğraf: Anadolu Ajansı

Haberin İngilizcesi için tıklayın

Ankara’da 23 yaşındaki üniversite öğrencisi Şule Çet’in ölümüne ilişkin davada kadının özel hayatına dair belge sunduğu gerekçesiyle sanıkların avukatına hapis cezası verildi.

TIKLAYIN – Şule Çet Cinayeti Kronolojisi

Çet’in 29 Mayıs 2018’de plazanın 20’nci katından düşerek ölmesine dair davada iki sanığa hapis cezası verilmişti.

Sanık avukatı Levent Ekmen ise olayın cinayet değil intihar olduğunu iddia etmiş ve Çet’in transkripti ve ilaç reçetesini mahkemeye delil olarak sunmuştu.

Diken’in haberine göre, Ekmen hakkında Çet’in özel hayatına yönelik bilgileri hukuka aykırı şekilde temin ettiği ve adil yargılamayı etkilemek istediği iddiasıyla suç duyurusunda bulunulmuş, Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı.

Davada savunma yapan Ekmen, Sanıklardan Çağatay Aksu’nun babası Sayit Aksu, belgeleri kendilerinin avukata verdiğini iddia etti.

Mahkeme, avukata ‘kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme ve yayma’dan üç yıl hapis cezası verdi, duruşmadaki olumlu tavırları nedeniyle iki buçuk yıla indirdi.

Ayrıca, Çağatay Aksu’nun babası Sayit Aksu ve annesi Gülümser Aksu için suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı.

Ne olmuştu?

Şule Çet, 29 Mayıs 2018’de Ankara’daki bir plazanın 20. katından şüpheli bir şekilde düşerek hayatını kaybetmişti. Olayın intihar olduğu iddia edilmişti.

Olayın ardından gözaltına alınıp serbest bırakılan Çağatay A. ve Berk A. soruşturma kapsamında daha sonra tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Çağatay A., ilk ifadesinde Şule Çet’in intihar ettiğini öne sürerek, “Kendisine engel olmaya çalıştım, atlarken tutmaya çalıştım ama başaramadım. Atlamasın diye tutuğum sırada parmaklarımda sıyrıklar oluştu” demişti. Diğer zanlı Berk A. ise “Olay sırasında başka bir odadaydım. Neler yaşandığını bilmiyorum” ifadelerini kullanmıştı.

İddianamede, iki sanık için “cinayet”, “ırza geçme” ve “hürriyeti tehdit” suçlarından ceza istenmişti. Davanın ilk duruşması 6 Şubat 2019’da görülmüştü.

Duruşmadan sonra, Adli Tıp’a gönderilen bazı delillerin kaybolduğu öğrenilmişti