Kamu Çalışanı LGBTİ+’ların Talepleri Türkiye’nin Yükümlülükleri ile Uyumlu

Kaos GL Derneği ve Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi Mart 2020 Türkçe
Facebook Twitter Google

Kaos GL Derneği ve Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi

  • TARİH Mart 2020
  • YAYINLAYAN Kaos GL Derneği ve Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi
  • YAYIN DİLİ Türkçe
  • PAYLAŞ Facebook Twitter LinkedIn Yazdır

Kaos GL Derneği ve Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi; Türkiye’de kamu ve özel sektörde LGBTİ+’ların durumunu inceledikleri yıllık araştırma sonuçlarını açıkladı.

Kamu çalışanı LGBTİ+’lar raporunun 2019 sonuçlarına göre LGBTİ+ hakları konusunda alınması gereken “yasal önlemler” kategorisi öne çıkıyor.

Mevzuatın evrensel insan hakları kriterlerine göre güncellenmesi taleplerini, sırasıyla “hükümetin sorumluluk ve liderlik üstlenmesi” ve “toplumsal farkındalık kampanyaları”na ilişkin talepler izliyor.

Raporda ayrıca, kurum içi eğitim, kurum yönetmeliklerinde ayrımcılık yasağı, örgütlü mücadele ve dayanışma ağları, emsal mahkeme kararları ve kurum yöneticilerinin olumlu beyanatları da önlem olarak ifade ediliyor.

“Örgütlenmenin önemine vurgu yapıldı”

Raporda bu taleplere ilişkin şu ifadeler yer alıyor:

“Yanıtların ve taleplerin büyük bölümü Türkiye’nin uluslararası ve ulusal insan hakları yükümlülükleri ile tutarlılık içindedir. Katılımcıların büyük bir bölümü kamuda ayrımcılığın önüne geçilmesi için ilgili mevzuatın güncellenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Yasal düzenlemeler, kamu sektöründe çalışan LGBTİ+’lara öncelikle iş güvencesi sağlayacak ve sürekli tehdit altında çalışmalarına neden olan koşulların olumlu yönde değişmesine yol açacaktır. Ayrıca, ayrımcılıkla mücadelede etkili olabilecek kurum içi mevzuata ihtiyaç olduğu da belirtilmiştir.

“Katılımcıların verdikleri yanıtların önemli bir bölümü de cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, interseks durumu konusunda ‘eğitim’, ‘bilgilendirme’ ve ‘farkındalık yaratma’ süreçleri ile ilgilidir.

“Ayrımcılığın nedenlerinden biri olarak gösterilen ‘bilgisizlik’ ortadan kaldırıldığı zaman en azından bu nedenle ortaya çıkan ayrımcılıkla mücadele edilebileceği düşünülmektedir. Bu bilinçlendirme çalışmaları genel olarak toplumsal dönüşümü sağlama amacında olmalıdır.

“Katılımcılar ayrıca, örgütlü dayanışma kanallarının kamu kurumlarından başlayarak oluşturulması ve geliştirilmesinin, yani örgütlenmenin, dezavantajlı toplumsal kesimlere yönelik ayrımcılıkla mücadeledeki önemini vurgulamışlardır.”