LGBTİ+ gazeteciler neler yaşıyor?

Aslı Alpar Ekim 2021 Türkçe
Facebook Twitter Google

Kaos GL’den Aslı Alpar, LGBTİ+ gazeteciler ya da LGBTİ+ haberlerini ele alan gazetecilerin yaşadıklarını Gazetecileri Koruma Komitesi’nden (CPJ) Jacquelyn Iyamah’ın haberiyle derledi.

 

LGBTİ+ gazeteciler ya da LGBTİ+ haberlerini ele alan gazeteciler neler yaşıyor?

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), LGBTİ+ haberleri yapan gazetecilerin ve kaynaklarının tehdit altında olduğunu söylüyor.

CPJ’den Jacquelyn Iyamah; Arjantin, İran, Endonezya, ABD ve Uganda gazetecilerle haber kuruluşlarına sordu, gazeteciler anlattı. Kulak verelim:

Arjantin’den Agenicia Presentes: “Translara yönelik polis şiddeti iddialarının soruşturulması sırasında tehdit aldık”

Arjantin, Şili, Peru, Paraguay, Uruguay ve Honduras’ta LGBTQI topluluklarına yönelik şiddetle ilgili haberleri yayımlayan ve insan hakları alanında haber üreten Ana Fornaro ile María Eugenia Ludueña’nın 2016 yılında kurduğu Agencia Presentes çalışanları düzenli olarak tehdit ediliyor. Fornaro, ajanslarının translara yönelik polis şiddeti iddialarını soruşturması sırasında tehdit aldıklarını söylüyor ve yayımlayamadıkları haberler olduğunu bildiriyor.

İran’dan belgesel yapımcısı: “Telefonlarım kontrol dinleniyor”

Iyamah, İranlı bir film yapımcısıyla da görüşüyor. Yapımcı, bir transın hayatını belgesel yapmaya çalıştığını ancak böyle bir belgeselin Tahran’da gazeteci için olduğu kadar çalışmalarında yer alan kişiler için de risk taşıdığına dikkat çekiyor. İran’da hassas konuları ele alan gazetecilerin keyfi gözaltı riskiyle karşı karşıya olduğunu duyuruyor. Yapımcı “Telefonlarımın dinlendiğini ve çevremdeki insanların üzerinde çalıştığım hikaye hakkında sorgulandığını biliyorum” diyor.

Endonezya’dan Firdaus: “Can güvenliğim için saklanmak zorunda kaldım”

Endonezya’dan Febriana Firdaus, LGBTİ+ hakları üzerine haber yapmanın eskiden kabul edilebilir olduğunu, ancak 2016’da bir homofobik nefret dalgasının tehditler almasına yol açtığını ve güvenliğinden endişe ederek işinden ayrılmak zorunda kaldığını söylüyor: “Benden ‘LGBT aşığı’ ve ‘komünist takipçi’ olarak bahsederek fotoğraflarımı yayımladılar ve beni hedef gösterdiler. Can güvenliğim için saklanmak zorunda kaldım. Aktivist ve gazetecilerden oluşan arkadaşlarım dışarı çıkmamın güvenli olduğunu söyleyene kadar saklanıyordum. Halen LGBTİ+’ların insan hakları hakkında yazıyorum ama bu yazıların ailem üzerindeki etkisini düşünmem gerekiyor. Bu yüzden ayda sadece iki makale yazıyorum ve İngilizce olmasına özen gösteriyorum. İngilizce yazdığımda kendimi daha güvende hissediyorum çünkü homofobik yapılar bu dili anlamıyor.”

ABD’den Stern: “Donald Trump’ın seçildiği 2016 seçimlerinin sonra tehditler arttı”

Amerika Birleşik Devletlerinde LGBTİ+ hakları üzerine yazan gazeteci Mark Stern yaptığı LGBTİ+ haberleri nedeniyle sık sık tehdit aldığını söylüyor:

“Bana nefret dolu e-postalar yazan insanlar bana ‘ibne’ gibi şeyler söylüyorlar. ABD’de Donald Trump’ın seçildiği 2016 seçimlerinin sonra tehditler arttı; insan olmadığımı, yaşamayı hak etmediğimi yazan çok sayıda tweet ve e-posta aldım. Ölüm tehdidiyle dolu bir mektup aldığınızda, hafife almıyorsunuz; çünkü insanların bu tehditlerin peşinden gittiğini gördük.”

Uganda’dan bir spiker: “Tutuklandığımda polis, tanıştığım LGBT topluluğundan kişiler için bilgi vermemi istedi”

Uganda eski bir haber spikeri, 2013’te bir Eşcinsellik Karşıtı Yasa tasarısı tartışılırken yaptığı haberler için önce övgü aldığını ancak yasa çıktıktan sonra nefret mesajları almaya başladığını söyledi. Spiker kısa bir süre sonra bu haberler nedeniyle kovulduğunu ve yayıncısının kendisine ‘polisin sizi avlamasına yardımcı olmaktan çekinmeyeceğim’ dediğini söyledi: “Kimse bana bir şey söylemedi, ama giriş kapısına geldiğimde beni durdurdular ve onlara şirket rozetimi vermemi söylediler. Kovulduğumu ve artık şirketin bir parçası olmadığımı söylediler. Tutuklandığımda polis, kaynaklarımı açıklamam ve tanıştığım LGBT topluluğundan kişiler için bilgi vermemi istedi. Benim için çok acı vericiydi. Hatırlamak istemediğim anılar bunlar. Yayıncım sırf imajını korumak için beni ele verdi.”