Danıştay’dan İstanbul Sözleşmesi için 3 duruşma daha

11 Mayıs 2022 Türkçe, Kürtçe
Facebook Twitter Google

Haber: Anadolu Ajansı, Fotoğraf: Evrim Kepenek/bianet

Haberin Kürtçesi için tıklayın

Danıştay 10. Dairesi’nin 7-14 ve 23 Haziran’da yapacağı üç ayrı duruşmanın ardından, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili kararını açıklaması bekleniyor.

Danıştay Konferans Salonu’nda 28 Nisan’da gerçek ve tüzel 10 kişinin açtığı davanın duruşmasında, Danıştay savcısı çekilme kararına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin iptalini istemişti.

Kimler başvurucu?

1. 29 Ekim Kadınları Derneği
2. Erzurum Barosu
3. Ankara Barosu
4. Gaziantep Barosu
5. Gelecek Partisi
6. Diyarbakır Barosu
7. Tekirdağ Barosu
8. 29 Ekim Kadınları Derneği genel başkanı Şenal Sarhan
9. Türkiye Barolar Birliği
10. Bazı avukatlar

Ne olmuştu?

Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 20 Mart 2021 Cumartesi İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı olarak feshedildiğini duyurdu. Fesih kararı 23 Mart 2021 Pazartesi günü Avrupa Konseyi’ne de bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada “Fesih kararının” nedeni olarak “Sözleşme’nin eşcinselliği meşrulaştırıyor olması” iddia edildi.

Kadınlar, 20 Mart’tan beri Türkiye’nin birçok ilinde İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya devam ediyor.

İstanbul Sözleşmesi hakkında

Tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldı ve ilk imzalayan ülke Türkiye oldu. Sözleşme 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girdi.

Sözleşme, ”kadına yönelik şiddet”, ”aile içi şiddet”, ”kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet”, ”kadın” kavramlarını tanımlıyor.

Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:

İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.

Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.

Kadınları konumlandırırken “aile” olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.

Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.

Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait.

TIKLAYIN – İstanbul Sözleşmesi’nin tüm maddeleri…

TIKLAYIN – 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?

TIKLAYIN – İstanbul Sözleşmesi nedir, ne değildir?

TIKLAYIN – “İstanbul Sözleşmesi 4 partinin de ortak fikriydi”

  • Etiketler