Reçel Blog Had Bildirmeyen Yazılarla Yoluna Devam Ediyor

Evrim Kepenek Evrim Kepenek Mart 2019
Facebook Twitter Google

Evrim Kepenek

Toplumsal Cinsiyet Odaklı içerikler üreten web sayfalarını, basılı ve online dergileri, haber ajanslarını ve televizyonu merak ettik. Bu mecralar nasıl ortaya çıkmıştı? Kimler çalışıyordu? Sizin de merak ettiğinizi düşündük ve kütüphanemizde her hafta onlardan birine yer vermeye başladık.

Geçen ilk konuğumuz Çatlak Zemin’di. Şimdi de Reçel’i konuk ediyoruz.

Çamlıdereli: Reçel’in gündemini okuyucuları belirliyor

Reçel Blog daha çok çok Müslüman kadınların kendilerini ifade ettiği bir web sayfası. Şuana kadar 532 yazının okuyucuya ulaştığı web sayfasının yazarları da daha çok okuyucuları. Bu nedenle de Reçel’in gündemini aynı zamanda okuyucuları belirliyor.
Reçel’den Rümeysa Çamdereli ile söyleştik.

Reçel’in adı nereden geliyor?

Reçel, Dücane Cündioğlu’nun 90’larda yazdığı bir yazıya referansla, kadınların artık çocuklarına reçel yapamadığına serzenişine, dolayısıyla da etrafımızdaki birçok erkeğin böylesi serzenişlerine cevaben bloğun adı oldu. Biz Reçel yapamayabiliriz ama yazıyoruz demiş olduk.

Ne zaman kuruldu ve kimler kurdu?

Reçel 2014 yılının Eylül ayında kuruldu. O günden bu yana içerisinde çok sayıda kadın bulundu, kişilerin isimlerini şimdiye kadar hiçbir platformda paylaşmadık doğrudan J
Yola çıkarken nasıl bir motivasyonunuz vardı?

“Kadınların ve bilhassa Müslüman kadınların; gündelik deneyimlerine, toplumsal meseleleri algılayışlarına, ilgilerine, meraklarına, dertlerine, umutlarına, kaygılarına, mücadelelerine dair kendi sözümüzü söyleyeceğimiz bir mecramız olsun istedik.” diyerek çıkmıştık yola. Aynı motivasyonla da devam ediyoruz. Müslüman kadın tecrübesinin ortaklaşan, ayrışan, çeşitlenen halini öznelerin kendi dilinden anlatmak istedik.

Şuana kadar neler yapıldı?

Şu ana kadar Reçel’de 532 yazı yayımlamışız. Bunlardan 343’ü konuk yazarlarımızın yazısı. Bizim için en önemli noktalardan biri bu. Reçel’in gündemini, içeriğini Reçel’in okuyucuları, yazarları hep birlikte belirledi. Bizim bir yayın politikamız ya da belirli periyotlarla belirlediğimiz gündemlerimiz yok. Zamanın ruhu ve tartışmalarının doğrudan Reçel’e yansıyor olmasını istiyoruz.
Bunların haricinde de yüz yüze bir araya geldik okur ve yazarlarımızla. Bu yüz yüze buluşmalar da aramızdaki bağı güçlendirdi. “Yalnız değilmişiz” hissini hep birlikte yaşadık

Ulaşamadığınız hedefler var mı?

Blog’u kurarken herhangi bir hedef koymamıştık kendimize. Hatta beklemiyorduk böylesi uzun soluklu bir mecra olacağını. Bu anlamda ulaşamadığımız hedefler var demek pek mümkün değil. Reçel de, içerisinde yazar olan tüm kadınlar gibi kendi hikayesini kendisi yazıyor.

Çalışma sisteminize dair biraz anlatır mısınız?

Çok büyük oranda online ortamda birbiriyle iletişen bir editör grubumuz var. Tamamen gönüllü bir şekilde editörlüklerini yürütüyorlar. Yazılar geliyor, biz de kendi filtremizden geçirerek, Reçel’e uygun olduğunu düşündüğümüz yazıları yayınlıyoruz. Onun dışında da gündeme dair dikkatimizi çeken durumlar olduğunda birbirimizi yazı yazması konusunda motive ediyoruz, ama hiçbir şey zorunlu değil.

Gönüllü bir emek zor olmuyor mu?

Muhakkak zor yanları var ama Reçel’in bu samimiyetini koruması için gönüllülüğün esas olduğuna inanıyoruz. Reçel adına geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiğimiz etkinlik ve Reçel’in web sitesinin yenilenmesi konusunda fon desteği aldık geçtiğimiz sene. Böyle bir kriter belirledik, kendi gönüllü iş gücümüzle çözemediğimiz konularda destek alıyoruz, onun dışında özellikle yazılarla ilişkili konularda maddi desteği işin içine katmamaya çalışıyoruz.

Kolektif çalışmak nasıl bir etki ediyor?

Bizim çalışma modelimiz özellikle online ortam üzerinden kuruluyor, o yüzden de oldukça pratik ve hızlı işleyen bir sürecimiz var. Ama bu noktalara kolay gelmedik tabii. Özellikle birbirimize olan güvenimiz ve birbirimizi süreç içerisinde tanımış olmamız da çok kolaylaştırıyor işleri. Özellikle yazı onayında örneğin, herkesin onayı gibi bir zorunluluğumuz yok. Birbirimizi tanıyoruz, yazıyla ilgili muhtemel çekincelerini önden tahmin edip, öyle bir durum varsa ayrıca danışıyoruz cevap vermediyse bir kişi.

Kadın yazımında Reçel’in önemine değinir misiniz?

Reçel’in özgün bir üslubu ve dili var evet. Gündelik hikayelerin olabildiğince samimiyetle anlatıldığı bir üslup oturdu zaman içerisinde, Reçel’in tüm yazarları aslında bu dili şekillendirdi. Aralarda ironiyi ve mizahı da içeren, özellikle had bildirmeyen, kendini pozisyonlandırmaya zorunlu kılmayan yazıların paylaşılıyor, tartışmalara vesile oluyor olması güzel bir şey.

Alternatif bir medya kanalı diyebilir miyiz sizin için?
Reçel, bir blog olarak bir medya mecrası pek tabi. Alternatif kavramıyla kastın ne olduğundan emin olmamakla birlikte, ana akım bir medya mecrası değil tabi.