Çeribaşı: Barolardaki gelenekçi erkek yapısı kırılmalı

Evrim Kepenek
Facebook Twitter Google

Türkiye Barolar Birliği’nin verilerine göre Türkiye’de en faza üyesi olan baroları arasında Ankara Barosu yer alıyor. 9 bin 564’ü erkek, 8 bin 34’ü kadın olmak üzere toplam 17 bin 598 avukatın üye olduğu baroyu kimin yöneteceği 10-11 Ekim’deki genel kuruldaki seçimlerde belli olacak.

Pandemi koşulları nedeniyle genel kuralların yapılamayacağı yönünde bir genelge olsa da Ankara Barosu genel kurulun yapılacağını duyurdu.

Ankara Barosu’nu yönetmek için Avukat Hakları Grubu adına adaylığını açıklayan avukat Duygu Çeribaşı tüm avukatlara, “Seçimlerimiz önlenmeye ertelenmeye çalışılıyor. Avukatlara çağrımız hukuka aykırı yok hükmünde olan genelgeleri dikkate almamaları” diye sesleniyor.

Ankara Barosu başkan adayı Duygu Çeribaşı anlatıyor.

Aday olma fikri nasıl oluştu?

Biz Avukat Hakları Grubu olarak yeni kurulmuş genç bir ekibiz, heyecanlıyız. Yapmak istediğimiz onlarca işimiz var. Bunu da çağın değişen araçları ile yapmak istiyoruz. Baro başkanlığına aday olmak benim tek başıma kararım değildi, ekip olarak buna karar verdik. Mesleği güçlendirmek üzerinden hareket ediyoruz.

Ankara Barosu’na üye olan avukatların yarısı kadın. Bu nedenle de kadın bir aday olması tercih edildi. Böylece temsiliyet alanı daha geniş olacaktı. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğin mağdurları kadınlar adına güçlü olduğumuzu göstermek adına bu sorumluluğu yüklenmek bana düştü.

Covid -19 tedbirleri kapsamında, STK’lerin ve meslek örgütlerinin genel kurullarının ertelenmesi yönündeki genelge seçimleri aksatmayacak mı?

Covid-19 gerçekliği karşısında toplumun sağlığı için alınacak tedbir ve önlemler hukuka uygun olmak kaydıyla elbette kabul edilmeli. Ancak burada tartışılacak olan söz konusu tedbirlerin STK’leri ve meslek kuruluşlarının genel kurullarını kapsaması. En önemlisi de bunun bir genelgeyle yapılması, kanunla değil. Ankara Barosu bu genelgeyi dikkate almadı. İlçe Seçim Kurulu kararlarına karşı hukuki süreci başlattı. Bu bakımdan Ankara Barosu’nu destekliyoruz.

Biz herkesi 10 Ekim’de Ankara’daki baromuz genel kuruluna bekliyoruz. Bizim böyle bir çağrımız var.

“Toplumsal Cinsiyet Politika Belgesi hazırladık..”

Peki, kadın avukatlar adliyelerde en çok hangi sorunları yaşıyor?

Türkiye’deki kadın avukatlar sadece adliyelerde değil, mesleki faaliyetimizi sürdürdüğümüz her alanda her mekânda eşitsizliklerle karşılaşıyoruz.

Psikolojik fizyolojik mobinge maruz kalabiliyoruz. Birçok kadın avukatın davaya ilgisi müvekkil açısından kendisine yönelik bir ilgi gibi tamamen yanlış anlaşılabiliyor.

Bizim bu konuda hazırladığımız bir politika belgemiz var. Çeşitli ilkelere ve stratejilere yer verdik. Baro bünyesindeki personeli de kapsayan bu belge ile toplumsal cinsiyet alanında farkındalık oluşturmayı, bu konuda bütçeleme yapmayı hedefliyoruz. Yönetime geldiğimizde bu belgeyi imzalayacağız ve uygulamaya koyacağız bunun sözünü veriyoruz.

“Baro yönetimlerinde daha çok kadın göreceğiz”

Sizce bu kadar çok kadın avukat olmasına rağmen baro yönetimlerinde erkek avukatların olmasının nedeni ne?

Ataerkllik toplum yapısının meslek örgütüne yansıması bu. Ankara Barosu’nun geçmişinde tek kadın vardı şu an Türkiye’de 4 baro kadın başkanı var. Bu geleneğin kırılması açısından çalışmalar yapmayı düşünüyoruz. Evet böyle bir gelenek var bu geleneği kırmak istiyoruz. Bu geleneğin kırılması açısından çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Baro yönetimlerinde daha çok kadın avukat göreceğiz.

“Mesleğimiz saldırı altında”

Sizin baro anlayışınız nedir?

Maalesef meslek temelli bir bakış açısı kalmadı barolarda. Mesleğimiz, ekonomik, kültürel, siyasal anlamda bir saldırı altında. Bu sorunları çağın koşulları ile çözmeyi planlıyoruz.

Yapay zekâdan en çok etkilenecek meslek gruplarının başında avukatların geleceği söyleniyor. Buna göre projeler üretmeyi planlıyoruz.

“Ankara Barosu plansız hareket etti”

Çoklu baro tartışmalarında Ankara Barosu’nun tavrı nasıldı sizce?

Baromuz, maalesef plansız, programsız B planı olmadan hareket etti. Bu ve benzer nedenlerle de başarılı olamadık. Somut olarak bir karşılığını göremedik. Evet söylem olarak bir karşı duruş vardı ancak somut anlamda bir sonucu olmadı.

“Genelgeyi dikkate almayın”

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Biz özellikle şu an itibarıyla zor koşullarda avukatlık yapıyoruz mesleğimizi yürütmeye çalışıyoruz keza seçimlerimiz önlenmeye ertelenmeye çalışıyor. Avukatlara çağrımız hukuka aykırı yok hükmünde olan genelgeleri dikkate almamaları yönünde.

Burada bir hukuk devletinin varlığında çok daha farklı konulardan söz edebilirdik yeni nesil haklardan söz ediyor olabilirdik geldiğimiz noktada bunları tartışmak lüks. Biz hukuk devletini sağlayabilmek adına elimizden gelen her türlü çabayı sarf edeceğiz.