Ayşe: Kadın saklanmak zorunda, suçlu erkek ortada geziyor

Evrim Kepenek 23 Kasım 2021 Türkçe, İngilizce
Facebook Twitter Google

  • TARİH 23 Kasım 2021
  • SÖYLEŞİ Evrim Kepenek
  • HABER Evrim Kepenek
  • KAYNAK bianet
  • YAYIN DİLİ Türkçe, İngilizce
  • PAYLAŞ Facebook Twitter LinkedIn Yazdır

Fotoğraf: csgorselarsiv/Emre Orman

Haberin İngilizcesi için tıklayın

“Suçsuz bir kadın olarak neden ben saklanmak zorunda kalıyorum? Şiddet uygulayan erkek, neden elini kollunu sallaya sallaya geziyor?” diye soruyor.

Sonrası bir sessizlik.

Devam ediyor:

“Boşanmaya karar verdim. Bilmiyorum ama nasıl olacak? Korkularım var. Boşandıktan sonra rahat bırakacak mı? Peşimi bırakacak mı? Ben ne zamana kadar saklayacağım kendimi? Neden suçlu gibi davranılıyor biz kadınlara?

“Özgürlük elimizden her yerden alınıyor gibi. Ben öyle hissediyorum. Bir yere sığınıyoruz, evet orası bizi korumaya çalışıyor ama neden biz saklanmak zorunda kalıyoruz ki?

“Orası, erkeğin yeri olmalı, bizim gibi kadınların değil. Gerçekten suçsuzken saklanmak zorunda kalmak, benim çok gücüme gidiyor. Dayak yiyen biziz, işkence gören biziz ama bize bunları yapanlara bir şey olmuyor. Benim için koruma kararı var ama bilmiyorum, gerçekten korunuyor muyum?”

Adı Ayşe*

Boşanmaya çalıştığı kocası, ona çok ağır şiddet uyguladı. Kafatası ve burnu kırık. Yedi ay sığınma evinde kaldı. Şimdi İzmir’de yaşıyor, koruma ve gizlilik kararı var. Boşanma davası sürüyor.

Fail erkek, aynı zamanda evlerini de yaktı, buna rağmen halen serbest.

Ayşe’nin yaklaşık bir ay sonra boşanma davasının duruşması olacak. Bu nedenle çok endişeli.

Üstelik Ayşe’nin koruma kararına rağmen “korunmayacağını” düşünmesi de pek paranoya değil.

Çünkü bianet erkek şiddeti çetelelerine göre, Ocak – Ekim 2021 tarihleri arasında en az 23 kadını erkekler, “koruma kararına” rağmen öldürdü. Aynı tarihlerde erkekler, “koruma kararına” rağmen en az 36 kadını da yaraladı.

“Biri yaşadığımız yeri ona bildirir diye, çocuklarım da çok korkuyor”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na ulaşan Ayşe, en büyük desteği de yine kadınlardan gördüğünü hiç unutmuyor.

Devam ediyor:

“Kadınlar olmasa bu boşanma kararını da veremezdim. Hem kadınlardan hem çocuklarımdan destek gördüm. Ayrıca, çocuklarım da çok korkuyor. Burada da tanıyan biri gider ona söyler bizi bulur diye çok korkuyorlar.

“Bilmiyorum, ne diyebilirim? Rabbimden diliyorum hiçbir kadın, çocuk bunu yaşamasın. Biliyorum dört çocukla bunları yaşamak çok zor. Çok ağrıma gidiyor tüm bu süreçler. Yakında dava görülecek bakalım duruşmada ne olacak?

“Korkularım bitmeyecek, daha çok öfkelenecek, daha çok şiddet göstermek isteyecek. Hiçbir çocuk, kadın bunları yaşamasın. Ben artık çocuklarım için yaşıyorum. Ben ölmek istemiyorum. Çocuklarım için yaşamaya devam etmek istiyorum.

“Çocuklarım büyüyecek, evlenecekler, aile kuracaklar belki de bunları yaşamalarını istemezdim. Hiç bunlara tanık olmalarını istemezdim. Çok zor onlar için hayat. Herkes için zor ama bizim gibi kadınlar için çok zor.”

“Kadınlar için mücadele etmek istiyorum”

Ara ara sesini yükselten ve zaman zaman kısık sesle konuşan Ayşe, başka kadınlara da destek olmak istiyor, şöyle devam ediyor:

“Ama birileri diyecek ki sen başka kadınlar için ne yapabilirsin? Sen kendin için bir şey yapamadın?’ diyecek. Belki insan kendisi için bir şey yapamasa da başkaları için mutlaka bir şey yapar. Küçüklükten beri başka kadınlar ve çocuklar için bir şeyler yapmak isterdim. Şimdi çok kararlıyım.

‘Aile desteği’

“Bu arada boşanmaya her karar verdiğimde ne benim ailem ne onun ailesi bana destek oldu. Hep namussuzum gibi yaklaşıldı. Şiddet gördüğüm halde orada kalmam istendi. Öldürülebilirdim, işkence gördüm. 17 yıldır her gün bu işkenceyi yaşıyorum ben. Hep çocuklarım için sabrettim, dayandım, katlandım.

“Ben sustukça baktım şiddet artıyor. Baktım beni öldürecek ve çocuklarım da aynı şeyi yaşayacak. Kızlarım ve oğullarım ‘aile hayatı bu’ diyecek. Bu şiddeti normal görecekler. Onlara kötü örnek olmak istemedim. Biraz da bu nedenle boşanmak istedim. Şiddete rağmen evde kalmak kadın için büyük bir zulüm. Çocuklarım bunu benden devralmasın istedim.

“Beni her dövdüğünde ona etrafımızdakiler sorardı, ‘Neden şiddet uyguluyorsun?’ diye. Bu kez bana iftira atıyordu. Sürekli beni kötülerdi, ‘bana kadınlık yapmıyor’ derdi.

‘Hayvan gibi kullanmak istedi beni’

“İnternetten porno filmleri izleyip bana gelip aynısı yapmak isterdi. Hayvan gibi davranıyordu bana hayvan gibi kullanmak istiyordu**. Bir gün canımı o kadar çok yaktı ki itiraz ettiğimde de yine dövdü.

“İnsanlara ‘Kadınlık yapmıyor ondan dövüyorum’ derdi, insanlar bana çok kötü kötü bakıyordu. Suçlu gibi görüyordu. Oysa bana cinsel işkence ediyordu. Bunu kimseye anlatamıyordum. Çok çok kötü şeyler yaşadım.

‘Ayrılmak istedim suçlu oldum’

“Ben ayrılmak istedim diye bile suçlu oldum. Hep dayak yedim. Bilmiyorum bu süreç nasıl bitecek? Bilmiyorum, hayatta kalabilecek miyim? Çocuklarım için yaşamak istiyorum. Çocuklarım için beni öldürmesin.”

Ayşe’nin sözleri bitiyor, derin sessizliğin yerine havada bu kez iki kadının öfkesi asılı kalıyor.

Şimdi, sadece Ayşe’nin değil, birçok kadının gözü, hem boşanma davasının görüleceği mahkemede, hem de koruma ve gizlilik kararlarının uygulanmasına yönelik tedbirlerde.

Söze giriyor Ayşe:

“Gerçekten kadınların öldürülmesini istemiyorlarsa, suçlu erkeklerin cezalarını vereceklerdir mahkemeler. Ama şimdiye kadar gördüklerimden dolayı, bu ülkede adalet olduğuna inanmıyorum.”

25 Kasım’a giderken erkek şiddetinden hayatta kalan kadınlar anlatıyorTIKLAYIN – Sibel: Avukat olup kadınların, çocukların yoldaşı olacağım

 

*Bu haberde güvenlik nedeniyle kadının ismini ve yaşadığı kenti değiştirdik. 

**Erkek şiddetinin boyutları o kadar yüksek ki okuru ve özellikle kadınları tetiklemesin diye detaylarına yer vermedik.