“Mazlum değilsek zalim olma ihtimalimiz var”

Ege Öztokat
Facebook Twitter Google

CreativeMornings’in ücretsiz ve herkesin katılımına açık olarak gerçekleştirdiği aylık sabah konuşmaları dizisinin Temmuz ayağı Cuma günü çevrimiçi gerçekleşti. LGBTİ+ aktivisti Seçil Epik, Cuma günü “Underdog” (Mazlum) temalı Zoom etkinliğinde konuştu.

Epik “mazlum” olma konusunu mücadele üzerinden, pozitif bir bakış açısından yaklaşarak yeniden tanımladı:

“Mazlum dediğimizde aklımıza kaderci arabesk şarkılar, boynu büküklüğünü kabullenmiş bir mazlum gelir. Ama bir mücadele de getirir mazlum olmak. Aynı zamanda bunun içinde kendi ayrıcalıklarını da farkında olarak diğerlerine yardım etmeyi getirir.

“Mazlum değilsek zalim olma ihtimalimiz var – ki bunu hiçbirimiz istemeyiz.

“Mazlum, bir dev karşısında yarışandır”

Epik, mazlum sözcüğünü “bir dev karşısında yarışan” olarak tanımladı:

“‘Underdog’ yarışa ‘1-0 yenik başlayan’ gibi bir anlam ifade ediyor. Mazlum da zulüm gören kişi demek oluyor. Mazlumsanız karşıda bir zalim olmalı. Fakat ‘underdog’ kelimesinin uyandırdığı his farklı. Yarışa başlayan, bir dev karşısında yarışan demek. Eksikliklerini bilen ama yarışı kazanmak için mücadele eden kişi…

“Ben yaptığım her şeyi queer perspektiften, feminist perspektiften yapmaya çalışıyorum. Bu da aktif bir mücadelenin içinde olmak, dezavantajlı olduğum noktaları bilmek ve mücadele etmek demek oluyor.

“Kapitalist toplumda fakirseniz, underdog’sunuz, eril toplumda kadınsanız underdog’sunuz, heteronormatif toplumda eşcinselseniz underdog’sunuz. Ayrıcalıklı kişinin çok rahat ulaşabildiği en temel haklar, adil yargılanma, sokakta yürüyebilme, istediğini giyebilme gibi şeyler underdog olan kişinin elinden alınmış gibidir. Aynı işi yaptığımız kişiyle eşit maaşı alabilmek için, aile kurabilmek için, iş kurabilmek için bir yarıştayız.

“Ayrıcalıkların adını koymalıyız”

Epik, mazlumluğun getirdiği dayanışmayı şu sözlerle anlattı:

“Mücadele etmek için ve o mücadeleyi en yaratıcı, en cesur şekliyle sürdürmek için sahip olduğumuz ve olmadığımız ayrıcalıkların adını koymalıyız. Türkiye’de beyaz Türk ve heteroseksüel erkek değilseniz, büyük ihtimal hepiniz bir yerde underdog’sunuz.

“Mücadeleyi fazla yüceltmek de istemiyorum, kimse her gününü mücadele içinde, haksızlığa uğrayarak geçirmek istemez. Ancak mazlum olmak mücadele etmeme hakkını elinizden alıyor. Mücadele zor da olsa mazlum olmayı kabul etmenin bu mücadeleyi yürütebilmek için daha önemli olduğunu düşünüyorum.

Epik, geçen yıl katıldığı bir lansman etkinliğinde kadınların “sektörlerinde ayrımcılığa uğramadıklarını” beyan ettiğini, ancak etkinlik ilerledikçehamile oldukları için işe alınmadıklarını, ciddiye alınmak için daha ciddi giyindiklerini, istenmeyen yoğun ilgiye karşı yüzük taktıklarını anlattığını aktardı. Epik, konuda şunları söyledi:

“Çoğu zaman mazlum olduğumuzu fark etmiyoruz bile. Bunu kabullenmek çok zor. Toplum sürekli olarak ve sinsice yapıyor bunları, gözüne sokarak yapmıyor. ‘Bunu yaşıyorsun çünkü transsın’ demiyor toplum. Bunu kişi fark ediyor. Bunu yaparken de birlikte olmak, bunu hep beraber yapmak zorundayız. Önce kendimize, sonra etrafımızdaki her şeye dair farkındalığa ihtiyacımız var.

“Benim de İstanbul’da bir evde oturmak gibi, üniversite okumuş olmak gibi, cinsel yönelimimi iş görüşmelerinde saklamak zorunda olmamak gibi ayrıcalıklarım var, ama mazlum en aşağıdakinden en yukarıdakine gelene kadar, en yukarıda olmayan herkesi bir şekilde oraya düşürüyor sistem.”

Yaratıcı mücadele yöntemleri

Epik, mücadeleyi bir dayanışma yapanın, olumlu bir deneyime dönüştürenin yaratıcı yöntemler olduğunu söyledi:

“2016’da Pride yasaklanmıştı, İstiklal kapatılmıştı. O senenin teması ‘dağılıyoruz’du. Bence en yaratıcı eylemlerden biriydi. Bizi toplu olarak bekliyorlardı, bir güç uygulamaya hazırlardı. Ama 3’erli, 5’erli, 10’arlı gruplarla her yere dağılmamızı beklemiyorlardı. Konfeti atıldı, binalar rengarenk boyandı. Beklenmedik eylemler yapıldı. Bu mazlumun gücü, mazlumun yaratıcı zekasıydı.

“Pandemi geldi, karantinaya girmemiz gerekti. Bunun queer, trans gece hayatı çalışanlarını olumsuz etkileyeceğini gören bir grup, Queerwaves yardım fonunu açtı.

“O yüzden kendi mazlumluğunuzu sevmeli, umutsuzluğa kapılmamalıyız. Güçlüyüz, bir aradayız, yaptıklarımızla, yazdıklarımızla, yeri gelince sokakta yürüyüşümüzle varlığımızı sürdürmeye devam edeceğiz.”

 Seçil Epik hakkında

Editör ve LGBTİ+ hakları aktivisti Epik, Türk Dili ve Edebiyatı eğitimi aldı. 2016 – 2019 yılları arasında K24 Kitap Kültür Kritik sitesinin editör ekibinin bir parçası oldu. Aynı dönem Sanatta Sansür ve Otosansür Karşıtı Platform Susma’nın kuruluşunda yer alarak Türkiye’nin birçok şehrinde sansür odaklı etkinlikler organize etti. Feminizm, queer, ırkçılık gibi konulara odaklandığı yazı ve söyleşileri Art Unlimited, Istanbul Art News, Milliyet Sanat, outride.rs gibi mecralarda yayınlandı. Temmuz 2018’den beri feminist ve queer kitap önerilerini paylaştığı “Epik ne okuyor?” isimli e-bülteni hazırlıyor.

CreativeMornings hakkında

CreativeMornings, 2008 yılından beri dünyanın farklı yerlerindeki 65’ten fazla ülkede 216 şehirde yaratıcı insanlar için düzenlenen ve kâr amacı gütmeyen bir konuşma serisi. Her ay gerçekleşen kahvaltı ve konuşmalar, ücretsiz ve herkesin katılımına açık olarak düzenleniyor. Ağustos ayının teması: Stres.