“Faile indirimsiz ceza verilmesi diğer davalara etki edecek”

Evrim Kepenek
Facebook Twitter Google

“Erkek şiddeti sonucu öldürülen kadınların davaları açısından bu fail erkeğe hiçbir şekilde iyi hal indirimi yapılmaması ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi diğer davalara etki edecek diye düşünüyorum. Türkiye’de erkek şiddetinin yargıda cezasızlıkla sonuçlanması erkekleri cesaretlendiriyordu…”

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden avukat Aslı Pasinli, kendisinin de yakından takip ettiği Diyarbakır’daki Müzeyyen Boylu davasının sonucunu böyle yorumladı.

Mesut I. boşanma aşamasında olduğu avukat Müzeyyen Boylu’yu “öldürmek”ten yargılanıyordu. Davanın karar duruşması bugün Diyarbakır Adliyesi 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmaya fail, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, failin avukatı Kutbettin Odabaşı ile Müzeyyen’in annesi Türkan Boylu, avukatları Cihan Aydın, Hatice Demir, Aslı Pasinli, Serdar Özer, Öykü Çakmak, Sinan Tanrıkulu duruşma salonunda hazır bulundu.

“Boylu 3 defa şikâyet etti”

Boylu’nun avukatlarından Aslı Pasinli, şöyle konuştu:

“İddia makamı mütalaasında eksik gördüğümüz husus canavarca his ve tasarlama hususlarıdır. Silah temini hususu ayrıntılı bir şekilde araştırılmadığı gibi soruşturma aşamasında da canavarca his ve tasarlamaya ilişkin etkin bir soruşturma yürütülmemiştir. Sanık tarafından belirtilen, 7 Şubat 2018 tarihi mahkemeyi yanıltmaya yönelik bir beyandır. Emine Bulut dosyasındaki savcılık mütalaasının aynısıdır. Mahkemenin meslektaşımızın beyanları üzerinden canavarca his durumunun yeniden değerlendirilmesini talep ederiz. Ayrıca TCK 62’nin uygulanmamasını talep ediyoruz. Çünkü maktul üç defa tehditten şikâyette bulundu. “

İndirim uygulanmadı

Avukatların savunmasının ardından, savcı fail hakkında “eşe karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebinde bulundu.

Savunmalardan sonra verilen aranın ardından mahkeme heyeti, fail Mesut I.’ya “eşi kasten silah ile öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkemedeki tavrı ve iyi hal indirimi uygulanmadı.

“Ceza erkekler açısından caydırıcı olacak”

Pasinli bianet’e yaptığı değerlendirmede kararın hukuki anlamda istedikleri biçimde olduğunu belirterek, indirim uygulanmamasının örnek bir karar olduğunu söyledi. Pasinli şöyle dedi:

Ayrıca ateşli silah kullanımına dair de adli para cezası verildi. Bu dosyada gerçekten büyük başarıya imza atıldı. Çünkü genelde bu tarz kadın cinayetleri davasında ya iyi hal indirimi ya da mahkemedeki tavrı adı altında indirimler görüyoruz. Bu kez indirim olmadı bu tamamen kadın dayanışması sayesinde ortaya çıkan bir sonuç.

“Bu davalarda en büyük sorun cezasızlık ve sudan sebeplerle yapılan ceza indirimleri. Kadın cinayetleri ve erkek şiddeti açısından etkili bir karar çıktı. Cezasızlık politikası açısından bugün çıkan karar toplumun hak ettiği beklediği toplumsal adalete kavuşmak anlamında önemli bir karar.

“Toplumun vicdanını rahatlatan bir karardır benzer saldırılara maruz kalan kadınlar açısından güçlendirici bir etkisi olacağını düşünüyorum bu kararın. Aynı zamanda şiddet failleri açısından da caydırıcı bir etki yaratacak.

‘Erkek adalet gerçek adalet sloganı yaşam buldu’

“Dosyayı kadın dayanışması üzerinden takip etmenin bir sonucunu da gördük. Tüm baroların kadın hakları merkezleri bu davayı sahiplendi. Bu çok önemi bir destekti. Erkek adalet değil gerçek adalet sloganı bu davada yaşam buldu.”

Ne olmuştu?

Diyarbakır’da doktor Mesut I. boşanma aşamasında olduğu Diyarbakır Barosu’na kayıtlı 43 yaşındaki avukat Müzeyyen Boylu’yu 19 Mayıs 2019 Pazar günü öldürdü. Çocuklarını ailesine bıraktıktan sonra polise teslim oldu. Boylu, iki koruma kararına rağmen öldürüldüğü ortaya çıkmıştı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Mesut I. hakkında hazırladığı iddianamede, I.’nın “Kasten, tasarlayarak ve canavarca hisle, eziyet çektirerek öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi. I. hakkında ayrıca “Ateşli silahları ve ona ait mermileri izinsiz bulundurmaktan” da 3 yıla kadar hapis talep edildi.

Davanın ilk duruşmasında mahkeme, sivil toplum örgütlerinin ve baroların müdahillik talebini kabul etmemişti.