Adana | Cezasızlık sürdükçe erkek şiddeti de sürer

Sevil Aracı 8 Nisan 2022 Türkçe, İngilizce
Facebook Twitter Google

  • TARİH 8 Nisan 2022
  • SÖYLEŞİ Sevil Aracı
  • HABER Sevil Aracı
  • KAYNAK bianet
  • YAYIN DİLİ Türkçe, İngilizce
  • PAYLAŞ Facebook Twitter LinkedIn Yazdır

 Fotoğraf: Evrim Kepenek/bianet

Makalenin İngilizcesi için tıklayın

bianet Mart 2022 erkek şiddeti çetelesine göre, Adana’da erkekler, iki kadını öldürdü en az 10 kadını yaraladı. Adana Kadın Platformu ve Ekmek ve Gül Adana Grubu’ndan avukat Sevil Aracı, bianet için Adana’da artan erkek şiddeti çetelesi üzerine yazdı.

TIKLAYIN – Erkekler Mart’ta 25 kadını öldürdü

TIKLAYIN -Erkek şiddeti Mart 2022

TIKLAYIN – Kadınlar mücadele ediyor, erkek şiddeti yargılanıyor

2022 Mart ayı kadına yönelik şiddet çetelesinde Adana’nın dikkat çekici bir biçimde önde olduğunu öğrendik. Son süreçte Adana’daki kadın cinayeti haberlerinde de bir artış olduğunu gözlemliyoruz.

Aynı ayda birden çok kadın cinayetinin işlendiği bir il olarak kayıtlara geçmek can sıkıcı.

Şiddetin iller arasındaki dağılımına etki eden faktörlerin neler olduğuna kesin bir cevabımız olmasa da Adana Kadın Platformu olarak temas ettiğimiz kadınlardan, duyduğumuz şiddet öykülerinden az çok bir tahminde bulunabiliyoruz.

Ülke genelindeki uygulamalardan esasen çok bir farkı olmasa da Adana, kadına yönelik şiddet konusunda duyarsızlığın, önlemsizliğin, tedbirsizliğin hat safhada yaşandığı yerlerden biri diye düşünüyor ve bu sonuçlara şaşırmıyoruz.

Neden mi?

Örneğin İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasının hemen ardından, “Artık karakollardan uzaklaştırma başvurusu almıyoruz, Aile Mahkemesine ya da savcılığa gideceksiniz” yanıtını alan kadınlara dair haberler de en çok Adana’dan yapılmıştı.

O dönemde görevlileri, 6284’ün halen yürürlükte olduğuna ya da koruma kararı için delile ihtiyaç olmadığına ikna etmek oldukça meşakkatli olmuştu.

Neden mi?

Daha birkaç hafta önce gösteri yapmak istedikleri için sokak ortasında insanlara işkence edildiğine dair haberler yine Adana’dan gelmişti. Hatta Güvenlik Şube Müdürü gibi üst düzey yetkililer de şiddet uygularken kameralara yakalanmıştı. Halen görevlerinin başında olan bu yetkililerin yönettiği bir emniyet teşkilatından kadına yönelik şiddeti engelleme konusunda ne kadar beklenti içerisine girebiliriz, bunu da varın siz düşünün.

Acil önlemler

Kadına yönelik şiddetin, ya da kadın cinayetlerinin engellenmesi için neler yapılması gerektiğini biz kadınlar yıllardır yılmadan usanmadan anlatıyoruz.

Acil önlem taleplerimize dair kampanyalar yapıyor, taleplerimizi somut öneriler ile cümle cümle şekillendiriyor, yetkililerin duyması için her fırsatta eylemlerimizle, sloganlarımızla dile getiriyoruz. Ancak maalesef kadınların ortaya koyduğu somut önerilerin hiçbiri yerine getirilmiyor, alınması gereken önlemlerin hiçbiri alınmıyor.

Aksine şiddeti önleme konusunda en büyük silahlarımızdan biri olan İstanbul Sözleşmesi, bir gece yarısı tek adamın kararı ile yürürlükten kaldırılabiliyor.

Kadına yönelik şiddeti durdurmak için öncelikle cezasızlık politikalarına son verilmesi, caydırıcı cezalar uygulanması, iyi hal, haksız tahrik gibi indirim nedenleri ile cezaların kuşa çevrilmemesi gerekiyor. ,

Uzaklaştırma ve koruma kararlarının gereği gibi uygulanması, denetlenmesi, kadınların şiddet tehdidi altında yaptıkları başvuruların ciddiye alınması da en az cezaların caydırıcılığı kadar önemli.

Ama belki de alınması gereken önlemlerin en önemlisi şiddete uğrayan ya da uğrama riski altındaki kadınların barınma, geçim gibi sorunlarının devlet eli ile çözüme kavuşturulması, kadınların güvenle ve rahatlıkla kalabilecekleri yerlerin sağlanması. Bunların devlet eli ile çözüme kavuşturulmadığı durumlarda şiddetten kadınların korunmasını beklemek bir hayal oluyor.

Biz kadınlar olarak şiddetsiz bir dünyanın kadın mücadelesi ve dayanışması ile kurulabileceğini biliyoruz ve bu dünyanın sadece hayallerimizde kalmaması için verdiğimiz mücadeleyi şiddetin tüm izlerini yer yüzünden silene kadar sürdüreceğiz. Yaşasın kadın dayanışması.

(SA/EMK)