Türkiye, Cinsiyet Eşitsizliğinde Yerinden Kıpırdamadı

Dünya Ekonomik Forumu Aralık 2019 İngilizce
Facebook Twitter Google

Dünya Ekonomik Forumu

Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde 153 ülke arasında 130. sırada yer aldı. Endekste Türkiye; kadınların ekonomiye katılımı ve fırsat eşitliği kategorisinde 136., işgücüne katılımda 135., aynı işe eşit ücrette 106., eğitim olanaklarına erişimde 13., sağlıkta 64. ve siyasi yaşamda temsilde 109. sırada yer aldı.

Türkiye geçen yıl da cinsiyet eşitsizliğinde aynı sırada yer almıştı.

Endeks; kadınların ekonomiye katılımı, fırsat eşitliği, eğitim olanakları, sağlık ve kadınların siyasal açıdan güçlendirilmesi gibi kriterlere göre hazırlanıyor.

Raporda, cinsiyet eşitliği endeksinde 1 puan tam eşitlik anlamına geliyor. Bu puana en çok yaklaşan ülkeler İzlanda, Norveç, İsveç. Suriye, Irak, Pakistan ve Yemen ise 1 puanın en uzağındaki ülkeler.

Raporun açıklandığı web sayfasında bir de “Cinsiyet Uçurumu Hesaplayıcı” bulunuyor. Buraya tıklayarak, ülkenizin durumunu detaylı görebiliyorsunuz.

Biz kendi doğduğumuzun yıl Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından durumunu hesapladık. Örneğin benim doğduğum yıl dünyadaki kadın ve erkeklerin eşit olması için 167 yıl geçmesi gerekiyor. Aynı yıl kadınlar, 1 dolar kazanırken erkekler 2.27 dolar kazanıyormuş.

İzlanda birinci sırada

İzlanda cinsiyet eşitsizliğinin en az görüldüğü ülke olarak bu yıl da birinci sırada yer aldı.

“Uçurum kapanması için 100 yıl gerekiyor”

Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucusu ve Genel Müdürü Klaus Schwab, cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması konusunda çok az ilerleme kaydedildiğini belirterek şöyle dedi:

 “Bu yılki rapor, bu konuda acilen harekete geçilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Şimdiki değişim hızıyla eşitsizliğin ortadan kaldırılması yaklaşık 100 yıl alacak.”

“Özellikle genç kuşağın bu konuda ilerici görüşlere sahip olduğu günümüzün küreselleşen dünyasında bu kabul edilemez bir durum. Eşit katılımı sağlayamazsak, tüm toplum için dördüncü sanayi devrimi taahhüdümüzü yerine getiremeyiz, ortak refaha ulaşma yolunda ekonomilerimizi büyütemeyiz ve Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşamayız.”